Labels

Wednesday, February 2, 2011

Anne ve Babalara


Tuhaf bir kokusu vardir tebesir tozunun ve koku insan hafizasindan en son silinen, en derinde kalmis anilari tetikleyen bir duygudur. Beklenmedik bir anda duydugunuz bir koku, sizi beyninizden vurulmusa cevirebilir. Bir anda belki de yillar once kaybettiginiz anneninizin pamuk elleri gelir gozunuzun onune, ruzgarin savurdugu leylak ya da lavanta kokusuyla. Ya da yeni silinmis bir tahtadan sonra sinifa yayilan tebesir tozunun kokusuyla, butun bir ogrencilik hayatiniz gecer gozunuzun onunden siyah beyaz cekilmis bir film seridi gibi.. 


Gecenlerde katildigim bir veli toplantisinda vurdu beni bu koku. 3 kisi otrudugumuz delik desik siralardan tek kisi oturulan formika masalara; bir taraftan mutlaka parlayan yuzeyi yamulmus kara tahtadan uzeri buzlu camli yesil tahtaya; DVD, televizyon, bilgisayar ve tepegoze ne cok sey degisti egitim araclarinda.. Halbuki bizim zamanin en degerli araclari, anahtari mudurde bulunan kilitli bir odada muhafaza edilen haritalar ve geometri aletleriydi. 

Yazi dersi vardi mesela.. Kesik uclu kalemlerle hokka kullanarak guzel yazi yazardik. Sirf bu nedenle yazisina bakarak bir ogrencinin hangi liseyi bitirdigini anlardiniz. Robert Kolej, Galatasaray Lisesi ve Alman Lisesi ogrencileri uc degisik kaligrafi ekolunun onculeriydiler. Kompozisyon dersi vardi.. Sirf 'f'nin ucunu yanlis yaptigi icin sinifta kalan ve bu yuzden belge alan komsumuzun oglu lise 2. sinifta egitim hayatina veda etmisti. Felsefe, mantik, sosyoloji, estetik sanat tarihi, divan edebiyati kok soktururdu. Muzik ogretmenimizin pikabindan ilk klasik eserleri dinlemis ve gene o eserleri dinleyerek sozlu imtihan olurduk. Ahmet Hasim'i, Tevfik Fikret'i, Rossini'yi, Mahler'i, Grieg'i o devirde tanimistik. 

Devir radyo devriydi. Radyodaki bilgi yarismalarinda Robert Kolej ve Teknik Universite talebeleri 5.000 L'lik buyuk odul icin kiyasiya cekisir, Tarik Gurcan'in sordugu akla ziyan sorulari tereddut etmeden dogru cevaplayan yarismacilar radyo basinda onlari dinleyenleri hayrete dusururdu. 

Peki simdi neredeyiz?! Benim lisede ogrendigim yontemleri ogluma 7. sinifta ogretmeye calisan zihniyet acaba aradan gecen 35 sene zarfinda Turkiye'ye bir nobel bilim odulu kazandirmis midir? O devirde yetismis ve dunya capinda un kazanmis; mesela bir Cahid Arf, bir Ratip Berker, Erdal Inonu ya da Fikret Kortel gibi bir bilim adami yetistirebilmis midir? Bu duzen, cocuklarimizin zamanlarini ve korpe beyinlerini suistimal ederek geleceklerini karartmaktadir. 

Tebeshir Tozu bu alacakaranlik icersinde cocuklar icin bir ince beyaz toz bulutu olmak arzusundadir. 

Umarim begenir ve ilgiyle takip edersiniz..